DOĞAL YAŞAM VE İŞ DÜNYASI
İşyerlerimiz yaşayan birer varlık olup olmadığını anlamak için bazı sorulara başvurmak gerekir;
-
Bu kuruluş zaman içinde değişen koşullara nasıl uyum sağlıyor?
-
Bilim adamlarının canlılar dünyasındaki uyum süreçleri ile ilgili bildiklerinin mevcut işimizdeki uyum süreçlerine nasıl entegre edebiliriz?
Doğada yaşananlar ile karmaşık iş ilişkileri arasında büyük bir benzerlik söz konusudur. Ekoloji ilkelerini iş dünyasında taşıdığımızda bu benzerliklerin farkına varmaya başlayacağız. Tabi ki böyle bir bakışı yakalayabilmek için, yaptığımız işi bir takım mekanik organizmalar olarak görmekten vazgeçebilmek gerekmektedir. Artık eski modeller işe yaramıyor, çünkü her geçen gün insan oğlu işini giderek daha karmaşık hale getirmektedir. Burada “iş” ten kasıt, yalnızca kişilerin yaptığı işler değil, kurumlar ve süreçlerin sonuçlarında değerlendirilmelidir. İşler her geçen gün öylesinde karmaşıklaşmaktadır ki, Üretim yapan insanla, kurumlar ve süreçler belirli bir zaman sonra kendi enerjilerini tüketmeye başlamaktadır. Bu karmaşa nedeniyle işler kontrol dışına çıkmaktadır, ancak bu durum her zaman bu kadar kötü almayabilir. Bazı durumlarda bu sonuçlar fırsat olarak değerlendirilebilir. Yaptığımız işlerin kendi kendilerini yeniden işlemeleri insanoğlunun istediği bir durumdur.
Bir düşünsenize, kim istemez ki kendi kendini yenileyecek ve gerektiğinde arızalarını kendi onaracak eşyalarının olmasını?
İçinde bulunduğumuz dönemde teknoloji, kültürümüz haline gelmiştir, aslında insanın yaptığı her iş teknolojiyi oluşturmaktadır. Teknoloji her geçen gün daha fazla güncellenmekte, gerektiğinde bozulup yeniden güncellemektedir. Biraz daha dikkatli incelendiğinde yapılan her iş aslında doğada var olan başka bir durumun sonucu olarak bizlere yansımaktadır. Teknoloji de doğadaki canlılara benzer işler yapmak için kullanılmaktadır. Bu nedenle bu ikisi her geçen gün birbirine daha da yaklaşmakta ve işlerin sonucunda olaylar canlı varlıklara giderek daha çok benzemeye başlamaktadır. Teknoloji bizim hayatımızı biçimlendirmeye devam etmektedir ve bu durum her geçen gün etkisini artıracaktır. Bu süreç iki yönlü işlemektedir, biz insanoğlu olarak teknolojiye yön verirken, o bizim hayatımızı şekillendirmektedir, teknolojinin merak çeken yönü karmaşıklığı basitliğe nasıl dönüştürdüğüdür, basit olarak izlediğimiz olayların pek çoğu sahne gerisinden izlendiğinde hiçte basit değildir, ne var ki biyolojik teknoloji tüm karmaşıklığa rağmen olayların basitmiş gibi görünmesini sağlamaktadır.
İnsan eliyle yaratılan teknolojiye, ürkütücü, mekanik ve insan doğasına aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkılan zamanla oldu, yıllarca insanoğlu teknolojik gelişimlere odaklanmaktan çekindi. Ancak biyolojik teknolojinin kullanılması onun daha akıllıca, daha kolay ve insan doğasına, alışkanlıklarına daha uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamıştır. Bu süreç ilerlediğinde de tüm o gereksiz karmaşadan daha da uzaklaşmış olacağız. İşin mutfağında teknoloji her zaman daha karmaşıktır ama o zamanla insan doğasına uyum sağlar. Bu uyum sürecinde teknolojiye biyolojik bir karmaşıklık kazandırarak onu çok daha fazla uyumlu hale getirmek bizim elimizdedir.